27 Mart 2015 Cuma

Köşkeroğlu Restorant



 Firma 1946 yılında Gaziantepte kurulmuş ve daha sonra 1986 yılında İstanbulda ilk şubesini açmış.İyiki de açmış çünkü bu inanılmaz lezzetler için Gazianteplere kadar gitmek zor olurdu :). Bir perşembe akşamı koştur koştur gittik Köşkeroğluna.Bizim asıl amacımız dillere destan olan iskenderini yemekti ama malesef saat geç olduğu için yiyemedik.(En kısa zamanda bu amaçıma ulaşıp yiyeceğim:).Bu bilgiyi vermezsem çatlayabilirim:).) Daha sonra yine anlata anlata bitiremedikleri lahmacununu yiyelim dedik. Karnımız zil zurna aç nasıl bekliyoruz ama:).Ve sonra amacımız gerçekleşti ve bizde harika olan bu lezzeti yedik.:)



 
Vee amanın bu nasıl bir lahmacun! Demessem olmaz! İncecik hamuru o harika eti ve sosu...Birer tane yedikten sonra acaba ikinciyide mi alsak demeden duramıcağınız lezzet kendisi :) Tabi yanında gelen taptaze otlarınıda kenara atmamak lazım :).



  Daha sonra diğer lezzet olan Alinazik yedik ve gerçekten oda çok lezzetliydi.Yumuşacık eti ağızda dağılması ve o his nasıl anlatsam bilemiyorum kelimeler yetmiyor desem yeridir.Bunun sebebi işletme sahiplerinin bu konuda çok titiz olmaları.Hala ürünlerinin bir çoğunu Gaziantepten temin ediliyor.Onlar için lezzet,servis,görsellik ve mekanın rahatlığı çok önemli.Zaten bunu en iyi yapan işletmelerden birtanesi Köşkeroğlu...
  
  Yemeğimizi yedik.Dedik artık tatlımıza geçelim.Köşkeroğlu'nun hemen yanında Baklava dükkanı mevcut ister masanıza ister yan dükkana geçip tatlınızı gümlete biliyorsunuz :). Bizde Şömiyetimizi gümletiyoruz :).




İşte bu kadar harika yemekler ve harika tatlidan sonra mekanımızın tanıtımı bitiyor.Sizde güzel bir akşam yemeği için karaköyde mekanlarımızdan biride Köşkeroğlu.

Dandin Bakery Karaköy ''Modernist ve Romantik''


Geçen gün arkaşımla karaköy keşfimizi yaparken inanılmaz bir yer keşfettim.Tek kelime ile yok böle bir yer diyebilceğim sevimli mi sevimli,sıcacık mı sıcacık bir yer! Yolda yürürken burasıda ne amanın deyipte kendimi içeri attım :).Sonrası malum :) İçeri girer girmez etrafın atmosferi inanılmaz etkiliyor insanı.Mis gibi çıkan el yapımı ürünler,mekanın soft renkleri,her köşede emekle hazırlanmış eşyalar ve gerçekten daha da fazlası.


  Dandin Bakery'nin sahipleri Esra Dandin Şenkardeş ve Egemen Şenkardeşe ait.Zaten ismini anlıyacağınız üzere Esra Hanımdan alıyor.Mekandaki bütün ürünler Esra Hanımın elinden çıkma.Günlük yapılan taptaze kekler,börekler,tartlar,tatlılar,çörekler... 


  Mekan tasarımı Egemen Bey ve Esra Hanıma ait her bir masada,sandalyede,kitaplıkta,koltukta onların zevkleri ve emekleri mevcut.Mekan yüksek tabanlı olup soft renklerin hakim olduğu huzuru ve lezzeti ayağımıza getiren bir mekan.Mekanın havasında şu his var.Dışarda inanılmaz kargaşa,kalabalık,ses ve bir çoğu! Sonra kendimizi Dandine atıyoruz ve bu sesler,gürültüler kesiliyor resmen.Başka bi dünyanın içinde çayını içen kekini yiyen Alice oluyor insan.



Gelelim menüye!Çeşitimiz bol mu bol.Pastalar,tatlılar,tartlar,tostlar,sandiviçler,kahvaltılar ve özel çaylar...Anlıyacağınız ne ararsak var.Özel çaylarını merak edip hemen bitane söyledim.Kendisiyle tanıştırayım sizi :). ismi ''Rooibis Vanilla'' ve gerçekten lezzetli.Resmen huzur veren bir çay.Bu arada bazı saatlerde tatlılar için ''Happy Hour yapılıyor.Bilginize :)!


  Eee artık mekanımızı tanıdık.Çayımızı içtik sohbetimiz içtik.Sonuçumuzu bağlayalım.Zaten anlattığım gibi herşey çok güzel ve huzurlu tek sıkıntı fiyatlar! Hemen panik olmayalım sakin! :).Çok değil biraz pahalı sadece ve açıkçası bunuda Karaköyde olmasından kaynaklı buluyorum. :) Karaköyde vakit geçirmek isteyenlere bir güzel öneri daha.Buyrun bakalım :)

8 Mart 2015 Pazar

Luz Cafe & Shop



Benim gözümde Heybeliadanın bir diğer incisi Luz Cafe.Sıcacık bir yer.Sahibi gencecik bir bayan ve cafede ki herşeyde el emegi göz nuru var.Cafenin içindeki herşey o kadar sevimliki anlatamam.Adada ilk bisiklet turumuza başladığımızda önünden geçmiştik.Aaa buraya girmeliyiz dedik sonra dönüşte uğrama kararı aldık.Daha sonra yorgun bisiklet turundan sonra attık kendimizi Luz Cafeye.

Luz Cafenin içindeki herşey çok davetkar.Etrafta eskici,antika tarzı hediyelik eşyalar ayrıca el emeği olan bir sürü hediyelik mevcut.Zaten içeri girdiğin andan itibaren aa bu ne  aa bundanda var burda demeden alamıyor insan kendini.Heryer kitaplar,defterler,takılar,çantalar,el yapımı şapkalar ve bir çoğu.Daha sonra oturuyoruz birseyler atıştırmak için ve Luz Cafe'nin enfes havuçlu tarçınlı kekinden yiyiyoruz ve lezzet harika yanında taptaze çayı mükemmel bir ikili çıkıyor ortaya.


Ayrıca içeride çeşit çeşit bitki çayları ev yapımı reçeller olması ayrı bir hoşluk katıyor kafeye.Cafe'nin içindeki o harika kokuların karışımı uzun süre gitmecek burnumdan.Buarada etrafta tavla oynayan ve çeşitli oyunlar oynamamız için oyunlar bulunduran bir yer.Özellikle bir oyun dikkatimi çekti '' Go'' bunun sebebi ise arkadaşımın sürekli bu oyundan bahsetmesiydi:).Dünya üzerindeki en eski oyun kendisi ve strateji oyunu.





Bu arada Luz anlamı ispanyolca da Işık anlamına geliyor. Bu bilgiyide sizle paylaşmak istedim.Harika bir ada turundan sonra güzel bir dinlenme ve harika hediyeler için Luz Cafe.

7 Mart 2015 Cumartesi

Perili Köşk


  Heybeliada yolculuğundan ne kadar keyif aldığımı anlatmıştım zaten birde o gün içerisinde beni çok etkileyen iki yeri anlatıcam şimdi.Bunlardan biri Perili Köşk.Sevimli mi sevimli sıcacık mı sıcacık bir yer Perili köşk :).Benim ilk olarak ismi çok dikkatimi çekti dedim nie perili köşk sonra aldığım bilgiler sayesinde bu durum aydınlığa kavuştu :).Perili Köşk 1952 yılında inşa edilmiş ve 1975 yılınan kadar unutulmuş.1975 yılından 2010 yılına kadar yazlık olarak kullanılmış.Daha sonra 2010 yılından itibaren ise butik otel olarak hizmet veren bir yer.Adı heybeliada'nın gençleri tarafından evin uzun süre kullanılmadığından dolayı Perili Köşk burası demeleri sonucu olmuş bir isim :) 



  Biz o gün sadece kahvesinden içtik ada manzaralı oturup bi türk kahvesi keyfi harikaymış onu öğrenmiş olduk :) Ben tabi hemen kahvemi içip fotoğraf çekmeye koyuldum.Mekanın bir tarafı bar bir tarafı canlı müzik alanı ve orta kısımda lezziz yemekleri yemek için bölüm var.Cuma ve cumartesi akşamları Caz müziği hizmeti olan ve her türlü etkinlik için (doğum günü,kokteyl,düğün vs.) uygun bir mekan.Butik otel olduğu için toplam 8 odası mevcut.4 tanesi deniz 4 tanesi orman manzaralı.Yani anlıcağınız harika bir tatil veya kaçamak için ideal mi ideal bir yer burası :)



  

Keyifli mi keyifli zamanlar için değerlendirmeye alınız :).Ada'nın o güzelliği,davetkarlığı ve huzur veren doğasıyla bütünleşen Perili köşk sizi bekliyor. 

4 Mart 2015 Çarşamba

Heybeliada'nın güzelliği.


  Heybeliada İstanbul'un Prens Adalarının en cok yeşilliğe sahip olan adasıymış.Eski adı ise yunancada bakır anlamına gelen Halkiymiş.Ben daha önce heybeliadaya hiç gitmemiştim.Yakın arkadaşımın doğum günü kutlaması için gittim ve tek kelimeyle bayıldımmm.:)Güne nasıl başladık :).İlk olarak vapurumuzdan indik ve direk bisiklet kiraladık :).Daha sonra bindik bisikletlerimize ve turumuza başladık daha sonra Heybeliada'nın incisi olan benim gözümde Perili köşke çıktık ve orada kahvelerizi içtik ve daha sonra yarım kalan ada turumuza devam ettik.:)
  
  Turumuza devam ederken inanılmaz güzel manzaralar ve doğa ile iç içe olmak bize harika bir huzur verdi :).


  Daha sonra turumuza devam ettik ve en son bisikletler bizi değil biz bisikletleri taşır durumuna geldik :).Ama yılmadık ve bisikletlerimizle Heybeliada sokaklarındaki harika evleri keşfettik.İnanılmaz evler,sokaklar ve daha bir çoğu hele o sokaklardaki rengarenk evler boyalı basamaklar gerçekten adaya ayrı bir hava katmış.Adada yaşayan insanların güleryüzü daha bir keyiflendiriyor insanı ve birdaha gelmeliyim hissi katıyor :).




  Eee tabi daha sonra çok yorulduğumuza ve acıktığımıza karar vererek bisiklet turumuzu tamamlayıp merkeze indik ve güzel bir restaurant olan Heyamola da yemek keyfine başladık.Restaurantın mezeleri güzeldi.Restaurant sahipleri çok sıcak ve samimiydiler ve gerçekten bizi güzel ağırladılar :).



Karnımızda doyduğuna göre artık veda vakti gelmişti :).Bir öneride bulunmak istiyorum.Eğer çok sıkıldım kalabalıktan,bunaltıcı havadan diyorsanız Heybeliada bunların yok olması için en güzel tercih.Arkadaşlarınızla veya sevgilinizle güzel bir gün istiyorsanız mutlaka değerlendirim derim :).


Lebnaan Restaurant


  Lebnaan Restaurant 14 şubat 2014 yılında kapılarını bizlere açtı.Katlar için hazırlanmış farklı konseptleri,bahçesi ve deniz manzarası ile keyifli bir an yaşatan mekanlardan bir tanesi.



Lebnaan Restaurantta çeşitli mezeler deneme şansımız oldu.Köpoğlu,Humus,Patlıcan,Yoğurtlu semiz otu,Narlı tabule ve Enginar fava.Benim favorim ise Narlı tabule oldu.Daha önce hiç denemediğim ve o akşam biraz daha alayım ben bundan dediğim bir meze oldu kendisi..Birde kırmızı lahana turşusu enfes.


Gelelim ana yemeğe.O gece biz Minokop kavurma denedik.Benim ağız tadıma uygunda ama aldığım bilgilere göre balık daha bir hissedilmeliymiş.Ama ben afiyetle yedim çünkü dediğim gibi benim ağız tadıma uygundu.Daha sonra gelen mis gibi mısır ekmeğimiz vardı. Lezzet olarak güzeldi ama asıl mısır ekmekleri o şekilde yapılmaz biliyorum çünkü karadenizliyim :).Kek kıvamında bir mısır ekmeğiydi.Ve en son ıstakoz servisimiz oldu görüntü olarak başarılıydı kendisi tat olarak bilemiyoruz çünkü tadıma dahil değildi. Ben yinede sunumundan ötürü sizlerle paylaşmak istedim :)


Ve en son tatlılar :) 3 çeşit tatlı denedik :) 1.By Trileçe markasının trileçesi 2.Şekerpare 3.Kalbura bastı.By trileçe ile ilgili bilgilerimi ve beğenilerimi sizlere sunmustum zaten :).Gelelim şekerpareye tat olarak güzeldi ama görüntü olarak biraz bildiğimizden farkııylı bunun sebebi sunum olarak tatlılarında Lebnaana özel sunumlar tercih etmeleri.Benim büyük favorim Kalbura pastı oldu.Tavsiye ederiz efenim.


Bu tatları ve lezzetleri yapan kişi  Lebnaan Restaurantın şefi olan tatlı mı tatlı Muhittin Işık.